Sinemada kadının adı var

İzmirli bayanlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Sinema Atölyesi’nde sanat dünyasının kapılarını araladı. Bayanlar uygulamalı eğitim evresinde Şirince’de belgesel çekimlerine başladı. Yalnızca sinema izleyicisi olan bayanlar artık çekecekleri sinemaları şenliklere göndermeyi hedefliyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü, Sinema Atölyesi ile bayanların sanat dünyasına adım atmasını sağlıyor. 6 ay teorik ve uygulamalı sinema eğitimini içeren atölye, hayalleri gerçek kılıyor. Fiyatsız verilen Sinema Atölyesi’nde teorik eğitimi bitiren bayan kursiyerler, Selçuk’ta Sevecence Mahallesi’nde belgesel çekimlerine başladı. Daha evvel yalnızca sinema izleyicisi olduklarını belirten bayanlar, bu atölye sayesinde bakış açılarını genişletip sinemaya farklı bir gözle bakmaya başladıklarını tabir etti. Eğitmenler Tuğçe Soytürk ve Kibar Dağlayan Yiğit eşliğinde bir kurmaca bir de belgesel sinema çekecek bayanlar, sinema şenliklerine katılarak “Sinemada biz de varız” demeye hazırlanıyor.

Filmin her etabında bayanlar vazife alıyor

Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü Örnekköy Bayan Dayanışma Merkezi Sinema Atölyesi Eğitmeni Tuğçe Soytürk, “Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü olarak Sinema Atölyesi’ni yürütmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Seferihisar’da Bilgi Olgaç Sinema Atölyesi ve Karşıyaka Örnekköy’de Afife Jale Sinema Atölyesi olarak senaryo, kamera teknikleri, kurgu üzere teorik ve uygulamalı eğitimler veriyoruz. Uygulamalı derslerimizde olabildiğince İzmir’in farklı bölgelerinde çalışmaya dikkat ediyoruz. Bu çalışmaların sonucunda kurmaca ve belgesel olmak üzere iki sinema çekilecek. Bayanlar bu sinemaların her kademesinde misyon alıyor” dedi. 

Ücretsiz sinema eğitimi

Sinemanın bölüm manasında maliyetli bir alan olduğunu belirten Tuğçe Soytürk, “İzmir’de sinema alanında fiyatsız eğitim veren bir yer yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi, fiyatsız eğitim sağlıyor. Hasebiyle biz dezavantajlı kesite de hitap etmiş oluyoruz. Ekonomik gelir düzeyi düşük insanların da sinemaya dâhil olmasını, eğitim almasını sağlıyoruz. Atölyeden çıkan sinemaları şenliklere de gönderiyoruz. Ayrıyeten uygun bir izleyici yetiştiriyoruz. Kursiyerler sinemaya farklı bir gözle bakmaya başlıyor. Dizi izleyicisinden şenlik sinemaları izleyicisine ulaşmaya çalışıyoruz ve bu gelişimi de gözlemliyoruz” diye konuştu.

Şirince’nin kıyamet hikâyesi

31 yaşındaki Dilara Girgin isimli kursiyerin kaleme aldığı metin üzerinden belgesel çekimine başlayan bayanlar, Şirince’nin tarihi, doğal ve kültürel hoşluklarını ekrana yansıtacak. Belgeselin ana konusu ise Şirince’nin aslında dünya tarafından tanınan bir köy olması. 21 Aralık 2012’de kopacak kıyametin Şirince’yi etkilemeyeceği istikametindeki efsane üzerine odaklandıklarını söyleyen Girgin, “İleride sinema dalında yer almak istiyorum. Bayanların her yerde olmasını ve her alanda vazife almasını gerçek buluyorum. Bayanlar isterse her şeyi başarabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi de bu bahiste bize takviye sağlıyor. Liderimiz Dr. Cemil Tugay’a ve hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

“Çok büyük bir farkındalık oluştu”

Farklı yaş kümelerinden pek çok bayanın yer aldığı kursta eğitim gören 47 yaşındaki kursiyer Derya Erdoğan da “Sosyal medya üzerinden kurs duyurusunu gördüm. Sıradan bir sinema izleyicisiydim, hevesle kursa katıldım. Eğitimlerde teknik mevzuları öğrendik. Çekim açıları, planlar, senaryo bahislerinde eğitim aldık. Çekim yaparak kamerayı tanıdık. Bakış açım o kadar değişti ki artık sinema izlerken teknik ayrıntıları fark edebiliyorum ve direktörlerin vermek istediği bildirileri hissediyorum. Çok büyük bir farkındalık oluştu. Beşerler bazen niyetlerini yalnızca sözel olarak aktaramayabiliyor. Sinema da başka bir transfer sanatı. Bayanlar bu tip kursları kıymetlendirmeli. Benim idolüm buradaki hocalarım oldu. Onların eşliğinde çektiğimiz sinemaları şenliklere yollamayı hedefliyoruz” dedi.

“Hayata bakış açım değişti”

Türk sinemasını çok sevdiğini ve bu yüzden kursa katılmaya karar verdiğini tabir eden 63 yaşındaki Yüksel Mizmizlioğlu isimli kursiyer ise “Türk sinemasını çok sevdiğim için sinemaya ilgi duydum ve kursa başladım. Burada kamerayı kullanmayı, sinemanın tarihini öğrendim. Hoş bilgiler edindim. Sinemaya sevgim vardı fakat artık sinema çekmeye de heves duyuyorum. Her şeyi belgesel üzere çekmek istiyorum. Hayata bakış açım değişti. Sinemaları artık daha dikkatli izliyorum ve şenliklere gidiyorum” kelamlarına yer verdi.

“Sinema benim için ulaşılmaz bir yerdeydi”

Sinemayı çok sevdiğini ve kursa büyük bir hevesle başladığını söyleyen 34 yaşındaki kursiyer Hatice Okur Günay, “İzmir’de 2 yıldır yaşıyorum. Kibar Dağlayan Yiğit’in Mahallenin Bayanları Sinema Yapıyor isimli çalışmasını gördüğümde ben de çalışmalara katılmak istedim. Daha sonra bu kurstan haberdar oldum. Birinci 3 ay boyunca teorik eğitimlerimizi aldık. Senaryo nasıl yazılır, kamera nasıl kurulur, çekim nasıl yapılır öğrendik. Artık de teorik olarak öğrendiklerimizi pratiğe döktüğümüz kademeye geçtik. Ben güzel bir sinema izleyicisiyim ancak sinema benim gözümde çok ulaşılmaz bir yerdeydi. Bu atölye bana sinemanın yapılabilir ve ulaşılabilir olduğunu gösterdi. Herkesin dünyayı gördüğü yeri diğerleriyle paylaşabilmesinin mümkün olduğunu gösterdi. Maksadım burada öğrendiklerim ışığında kendi gözümden gördüklerimi aktarmak” tabirlerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı